16 Eylül 2009 Çarşamba

ÖNSÖZ

ÖNSÖZ

Atâullah İskenderî’nin ölüm tarihi: 19 Kasım 1309 M.- 707 H.
Tercümesini sunduğumuz vel-Hikem-ül­-Atâiyye” hicrî sekizinci asrın ilk yıllarında, kuvvetli bir rivâyete göre 707 tarihinde Mısır'da vefat eden İskenderiyeli Tacüddin Ahmet Atâullah'ın eseridir.
Doğum tarihini tesbit edemediğimiz müellif, Şâzelî tarikatının büyük üstadı Ebu’l- Hasan Ali’ nin (vefatı: 657 hicrî) tilmizlerinden Endülüslü Ebu’l- Abbas-i Mürsî'den ve daha sonra Yakut-i Arşî'den feyz almış sayılı tasavvuf eren­lerindendir.

Şark ve Garb İslâm âleminde büyük bir alâka toplayan bu eser hicrî yedinci asırda en revnaklı çağını yaşıyan Şâzelî tarikatı ocağının ahlâk ve irfan muhiti içinde yetişen Tacüddin Atâullah’ın adını tasavvuf tarihinde ebedîleştirmiş, birçok âlim ve mutasavvıflar tarafından şerh ve izahları yapıl­mıştır.

Tabakat-ı Kübra müellifi Abdü’l- Vahhabi Şâranî'nin hayat ve mazhariyetlerini yüksek bir saygı ile andığı Ebu’l-Hasan Ali Şâzelî şüphe yok ki Mağrib diyarının yetiştirdiği en büyük sofilerdendir.
İslâmiyetin geniş ülkelerde yayılıp geliş­mesinde onun kurduğu tarikat ve bu tarikatın fedâkâr mücahitleri büyük roller oynamıştır.

Ebu’l-Hasan'ın tilmizleri arasında yüce mertebelere erişmiş olan Mürsîyeli Ebu’l-Abbas ve Yakut-i Arşî gibi üstadlar bu tarikatın manevî feyzini Afrika çöllerine kadar yaymakla beraber tasavvuf tarihine de değerli armağanlar verdiler.
Bu iki üstadın terbiye ve irşadı ile yetişen Tacüddin Atâullah da üstadları derecesinde bir şöhret ve itibar kazanmıştır.

Tabakat-i Kübrâ müellifi, Tacüddin Atâullah'ın “Hikem = Hikmetler” adlı eserinden başka Sofiyye ahlâkı ve irfanına dair “Kitabü’t- Tenvir fi İskati't- Tedbir” ve Tabakat = Biyografiye ait “Letaifü’l-Minen” ve daha başka eserlerin müellifi olduğunu ve Tabakat-i Kübra'da Ebu’l- Hasan Şâzelî'nin Hal tercümesini Letaif-ül-Minen'den iktibas ettiğini söyler.

Tam ve izahlı bir tercümesini verdiğimiz “Hikem-i Atâiyye” tasavvuf akidelerini açık ve beliğ birer vecize halinde telkin eden zühdî ve tâlimî bir eser olmakla beraber çeşitli mecâz ve istiarelerle bizi İlâhî hakikatler alanında dolaş­tıran bir meş'ale gibidir.
İçinde sıraladığı hikmet incileri bazan birbirine bağlı nükteler, bazan garib tezadlarla dolu muammalı işaretlerle Vahdet-i Vücud felsefesinin ana fikirlerini ve ilâhî vecdini aksettirmektedir.
Müellif bu hikmetlerde muhtelif makam ve mertebelerdeki görüşleri karşılaştırmak sûretiyle bunlardaki zâhîri tezâtları hakikatın ışığı altında aydınlatmakta, her makamdan, her merte­beden konuşarak İlâhî Şühûd'a yükselmektedir.
Herkes bu sözlerden istidadı nisbetinde bir hisse bulur.
Biz eseri Türkçeye çevirirken gâyet geniş tevil ve tefsirlere yol açan bu irfan vecizelerinin sadece kuru bir tercümesini meydana getirmekle maksadı temin edemeyeceğimizi düşündük.
Çünkü eserde son derece bir îcaz ve belâgat sanatı hâkimdir.
Tasavvuf müntesibleri arasında özel bir mânâ taşıyan bazı terim ve deyimlerin anlaşıl­masını kolaylaştırmak için her vecizenin altına mevzu ile ilgili bazı izahlarda bulunmayı faydalı gördük.
Ancak bu izahların yardımı iledir ki, tercümenin daha geniş bir kütleye hitab edebilmesi mümkün olacaktır.

Şu mütalâamızı teyid için Hikem-i Atâiyye metni üzerinde yedi asırdan beri değerli İslâm bilginlerinin çeşitli görüşlerini belirten şerh ve izahlardan bir nebze bahsetmek isteriz:

1 - Ulemâdan Şahabüddin Ahmed bu eseri on beş defa okutmuş, her defasında birer şerh yazmış, fâkat her birinde başka başka anlayışlara varmıştır. Bunlar arasında üç şerhin pek muteber sayıldığı anlaşılıyor.
2 - Şâzelî erenlerinden Endülüslü Muham­med bin İbrahim bin Abbadü'r-Ründî tarafından geniş bir şerhi yapılmıştır.
3 - Ali bin Muhammed-ün-Neferî tarafından ayrıca şerh ve tavzih edilmiştir.
4- - 903 hicrî yılında vefat eden ulemâdan Aksaraylı Ebittayyip İbrahim bin Mahmud tara­fından şerh edilmiştir.
5 - Sâfiyyüddin bin Elmevahib şerhi.
6 - 971 hicrî yılında vefat eden ulemâdan Halebli Muhammed bin İbrahim Hanbelî şerhi.
7 - Mısırlı Halvetî şeyhlerinden Abdü'r­-Rauf-ül-Menavî şerhi “Dürer-i Cevheriyye” adiyle
8 - Mısırlı Abdullah-i Şarkavî şerhi.
9 - 1305 yılında vefat eden Göriceli “Vâridat-i Kübra” ve “İnsan-i Kâmil” mütercimi mer­hum Ali Urfî tarafından da Türkçeye bir tercü­mesi yapıldığını Bursalı Tâhir bey Osmanlı Müel­lifleri'nde kaydetmektedir.
Yukarıda sözü geçen bu şerh ve tercümeler­den hususî kütüphanemizde bulunan Endülüslü İbn-i Abbad Ründî ile Mısırlı Abdullah-i Şar­kavî'nin şerhlerinden çok faydalandığımızı da bil­hassa şükranla yâd etmek isteriz.
Millî Eğitim Bakanlığının yüce tensibleriyle tercümesi tarafıma havale edilen bu eseri daha önce Şark İslâm klâsikleri arasında tercüme ettiğimiz İbrahim Fahrüddin Irakî'nin “Lemeat”ı ile Şeyh-i Maktul’ün “Heyakilü'n- Nur” adlı eseri gibi meslekî müktesabatımın bahşettiği imkânlar içinde anlaşılabilir bir hale getirmek için hayli uğraştım.
Zaman zaman geçirdiğim rahatsızlıklarla biraz gecikmiş olan Hikem-i Atâiyye tercümesi için bir yıldan fazla uğraşmak zârureti hasıl oldu
Bütün gayretime rağmen vuku’a gelmiş olması pek muhtemel bulunan beşerî hataların sayın okurlarca müsamaha ile karşılanmasını dilerim.
Bu tercüme ile mânevî alanda feyz ve irşad bekliyen memleket gençliğine naçiz bir armağan sunabildimse ne mutlu

Saffet Kemâleddin YETKİN
(Eski Urfa Milletvekili)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder