18 Eylül 2009 Cuma

HİKMET : 9

Sâliklerin işliyecekleri işlerin değişik olması ahvalin vâridatındaki değişiklikten ileri gelmektedir.

Ahvalin vâridatı: Rabbanî maârifin ve ruhanî esrarın gönüllerde tecellî etmesidir.
Bu teceli­lerden övülmeye değer güzel sıfatlar belirmektedir.
Bunlardan kimi üns'i, kimi heybet'i, kimi kabz'i
ve kimi bast'i ve böylece muhtelif hâlleri ve güzel sıfatları getirmektedir.
Bu vâridat türlü türlü olunca bunların iktiza eyledikleri güzel sıfatlar dahi o nisbette türlü türlü olur.
Zâhîri ameller
Daima gönüllerin bâtın hâllerine bağlıdır.”

Sâlik : (Sülûk. dan) Bir yolda giden. Belli bir yol tutup giden. * Bir tarikat yolunda olan.
Ahval : Hâller. Vaziyetler. Oluşlar.
Vâridat : (Vâride. C.) Kâr, gelir. * Vârid olan. Bir kimseye veya hazineye ait gelir ve paralar. * Hatıra gelen, içe doğan.
Üns : Alışkanlık, alışma. * Arkadaş. Hemdem.
Heybet : Hürmetle beraber koruk hissini veren hâl. Sakınıp korkulacak hâl. Azamet.
Kabz : Tutmak. Ele almak. Kavramak. Almak. * Tahsil etmek. Teslim almak. * Amelde zorluk çekmek. * Kuşun süratle uçması. * Mülk.
Bast : Genişlemek, açmak, yaymak. * Bir şeye el uzatmak. * Sevindirmek. * Bir mecliste haya sebebiyle olan sıkılmanın gitmesiyle açılmak. * Özür kabul etmek. * Kaplamak. * Tas: Allahın cemâl tecellisiyle kalbin sükûn ve huzur içinde ferahlaması.
İktiza : Lâzım gelme, gerekme. * Lâzım, ihtiyaç. Gerek. * İşe yarama.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder