Hak yolunda yürüyen bir kimsenin namaz, niyaz gibi iyi ve güzel amellerine güvenmesinin âlâmeti (böylece devam edib giderken cereyan eden ilâhî kaderler icâbiyle ayağını sürçüp de) bir günah işlediği zaman niyazının eksik oluşudur.
Bu hikmet:
Hak yolunda yürüyenlerin durumlarında derecelerini ölçecek pek önemli bir ölçüdür.
Niceleri namaz ve niyaz gibi güzel işlere devam ve mülâzemetle bunlara karşı mukaddes kitabımız ve şerefli hadislerin vaad buyurdukları cennet nimetlerine kavuşmak ve cehennemin azabından kurtulmak umudunu beslerken, Kaderi icâbı ayakları sürçerek bir günah işledikte umduklarına bir fütur arız olur, yapmakta oldukları ibâdetlerinde gevşeklik başlar.
Daha yüksek niyet ve durumda bulunanlar ise yapmakta oldukları ibâdetleri; Hakk’ın emrini yerine getirmek ve yalnız rızasını kazanmak için yaparlar.
Başka hiçbir karşılık niyetiyle yapmazlar ve yapmakta oldukları bu güzel ve iyi işler gözlerine asla görünmez. Böyle bir durum: Ancak Ârif ve Âşıkların durumlarıdır.
Mülâzemet : Devamlı bir işle meşguliyet. * Sımsıkı bir işe bağlılık. * Staj görme. * Gidip gelme.
Fütur : Yeis. Ümidsizlik. Usanç. * Zaaf. * Keder, gam. * Gevşeklik.
16 Eylül 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder